Umay Umay






- Kırmızı. sana sadece kırmızı demeliyim. ben başaramıyorum kırmızı. hatırlamak dışında bir mucizem yok. birşeye inandım. birşeye ve sadece bir kere ağlayarak dansettim. oysa hayata bağlanmak için ayağa kalkmıştım.
- Daha kolay yaşamalıyım. metruk evlerde yaşayan 'tam işte o kelimeydi' dediğim insanların arasında..; daha kolay ama nasıl, onu da bilmiyorum. aşk iki de bir ellerimi tutmak istiyor. 'bir gün sen de cezanı çekersin' diyor. boşuna, ellerimi verme...
- Uyutmayacağım seni, ninniler büyütmuyor çünkü. bahçende sıçrayan ağustos böcekleri hala saçlarımın içinde..; bir tek ben kanadım, bir tek sen gördün beni. artık özgürüm, öyle yalnızım ki...... dogrum yok benim. her yarim sey gibi. ne kederli, ne de mutlu. peki ya sen! hiç hikayen yok mu senin? "biraz daha uyu, biraz daha hayatta kal diye tutundugum ruyalar beynimden yollara fışkırıyor!" "bir nefes daha... geleceği gördüm. kayip duruyordu avucumdan. belirsizliği, igrencligini örtmüyordu.
- İkimizin tani$tigi koltuga oturdum. sesini silmeyi beceremedim. en iyisi aşktı... onu buldugum yerde beni götürecek bir ayna aradim." herşey dönüyor ve kendi etrafindaki tüm masumiyeti yok ediyor. cehennemi sevmekten ba$ka elimde insanca kalan ne var ki... cehennemi ruhu hala üşüyenler için istiyorum. kendi kötülügümü istiyorum, son bir defa ara istiyorum.
- Yine aramamışsın beni. biraz daha gec kal ki, bir şey daha bulayim... bir gercek daha.
- Çok agladim, cok erkek oldum cok da kadin. kimseyle kendimle bile yaşayamazdim. hep yarım kaldım hep!
- Pirinc işlemeli bir aynada kirildi yüzümün diger yarisi. herkes uyuyordu. yüzümün yarisi benim, yüzümün yarisiyla hep yarim öyküler anlatirim. peki sen, yarim dudakli bir kadini öpmek ister misin? Bir dilenci gibi yalvariyorum yine de yanit vermiyor aynalar... Dur bir nefes alayim... ve senin sevdigin kadin olayim.
- Yanlış bu sözcükler. Yanliş bu dokunuşlar, yanliş bu anlaşilma istegi. Bir sokaktan, kendiminkine nasil gecmeliyim. sinirlarimi böyle yitirmişken... inan biktim bu sözcüklerden; karanlik, gece, cocuklugum, korku, yeni sevgilim. afrika, cilek tanricalar ve calan telefon zillerinden biktim. bir de kirmizi rujdan. kendi fotografina gülümseyen, kendi ickisinde bogulan, kendi annesinin celladıyım. buyum işte, başka türlü nefes alamam. cocuk da doguramam. hadi nefes al! vücudumla bütün duvarlari yikmak isterdim, kamasindaki elmaslara vurgun bir bicak gibi... tutunmama izin ver ya da öldür dedim. az ögrenmeliyim, az soru sormali, hic beklememeliydim. ama, bir sabah bunlari yaptim. kazanilmiş nefretlerin övüncü şimdi aynalara. ve bir de utanc. büyük kentlerin ortasinda, bir işaret gibi birakilan kirik aynaya dön. ve ona borclu oldugun güzelligi sor. o , şimdi nerede... unuttugumuz şarkinin icinde mi?.. köşe başlarinda mi?.. biriktirdigimiz yildizlarda mi?.. nicin hepsi dört bacakli?.. ben o’ymu$um kahretsin. kim yapti bunu? kaç yüzyillik işkence bu?.. nerden bulaştım? bu büyü nereden sarildi sirtimin ucuna? neresinden vurdular kirgin sessizligimi?.. ah o zor veda... boyun egiyorum, bir de...
- Aglama kalbim. aglama. ben hep sokak orospularina, ibnelere, travestilere.... aşik olacagim..
- Bir,iki,üç,dört,beş.....altı değil!hayat, benden gizlediğin ellerini hangi cebinde saklıyorsun?
- Her aşk bir orospu yaratıyor.bense beyaz duvaklar ,dokunduğumda irkilen sırtlar çiziyorum.ben de oluyorum senin o kendin için korktuğun yerde.....
------------
Naptın be Umay abla. O cümleler hangi dilin alfabesinden kopup da geldi. Sövmeler saydığım bu serzeniş isyanlarının kahraman(lar)ı sana neler yaptı..
Bu kitabı istiyorum basımı çoktan bitmiş ama bulacağım biliyorum :)

0 yorum:

Yorum Gönder

Copyright 2009 küFrenses~. All rights reserved.
Free WPThemes presented by Leather luggage, Las Vegas Travel coded by EZwpthemes.
Bloggerized by Miss Dothy